Kayıtlar

Nisan, 2024 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

1912’de Cadı’ya inananlara çok şaşmak!!

“Müslümanlıkta iki şeyde telaş lazımdır: Kız evlendirmekte… Cenaze kaldırmakta…”  Hüseyin Rahmi Gürpınar'ın 1912'de yazdığı "Cadı" romanının daha ilk satırlarında bu cümleyi okuyunca nedense aklıma bir siyasetçi geldi! Kendisini (ya da siyasetini) tanıtırken şöyle demişti: “Ben cenazelerde ağlayan, düğünlerde sevinen bir insanım!” Yani telaşımız çoktur, diyordu demek ki, bizi başka şeylerle oyalamayın! Onu sevinciyle bırakalım, Cadı’ya dönelim… Yeğenini evlendirmekte telaş eden kadın karakter, eski karısının ruhunun öbür dünyadan kalkıp kalkıp geldiği talihsiz adamı "damat namzedi" yapınca olaylar başlıyor! O kadar ki “rahmetli kadın"dan küçük notlar mektuplar bile geliyor kocasına, sakın üstüme evlenmeyesin, diye!  “…Öbür dünyada kırtasiye mağazaları mı var? İngiliz ticareti orada da mı geçerlikteymiş?” cümlesi trajikomik bir çizgi çiziyor okuyanın dudağına. Cadı’dan zor kurtulan önceki eşin anlatımları o kadar sahici bir seyir izliyor ki… Öncelikle bu