Kayıtlar

Mayıs, 2024 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

“Gerçek her zaman hoş elbiseler altında boy göstermez”

“Kaderin Cilvesi” diye bir film izlemiştim, 1975’te Sovyet Rusya’da geçen ve ‘tek tip konut’ları mizahi dille eleştiren bir filmdi ve ‘ilginç’ de bir aşkı anlatıyordu. Aynı isimli Hüseyin Rahmi romanında da (1924) bol miktarda “aşk” geçiyor ama filmdeki o seviyeli tatlı aşk’tan çok uzaklarda… Cilve deyince daha çok kadın cinsiyetinin akla gelmesine bakmayın; “Hiçbir hayırsızın cilvesi, diyor H.Rahmi, “kaderinki kadar garip ve insafsız olamaz. Çünkü ona karşı şikâyetinizi yükseltecek hiçbir makam, hiçbir mahkeme yoktur. Evrenin içinde yalnız o sorumludur.” Zaten, varsıllık yoksulluk iyilik kötülük açlık tokluk, hep “kaderin bir cilvesi” kabul edilmez mi? Koca bir konakta ailesini geçindiremeyen Salâh Bey, Şemi Efendi gibilere çok şaşıyor bu yüzden; “Herkesin vadesi gelmiş sonbahar yaprağı ömürsüzlüğü ile sarardığı bu kıtlıkta böyle kanlı canlı insanlara rastladıkça doğrusu geçim tarzlarındaki sırları merak ediyorum.” Merak kediyi öldürür, dememişler mi; Salâh’ınki de o hesap olmuş

Belki de ‘İşitildik’ bir Vaka!

  “Zenginin malı züğürdün çenesini yorar” mı? Yorar! Günümüzde zenginleri yakınımızda görmeyiz pek! Ekranlarda tanık oluruz pespembe musmutlu zenginliklerine ve evet epey yorulur çenemiz! Abdülhamit devrinde “bal tutup da parmak yalayanlar”ın bir o kadar çene yorduğunu, Hüseyin Rahmi’nin 1919’da yazdığı “Hakka Sığındık” romanında görüyoruz; “Bu nefret ve husumetin sebebi bugünün müzmin dertlerinden biriydi. ‘Biri yer, biri bakar, kıyamet ondan kopar’ darb-ı meselinin hükmü açıktı… Bu kadar erzakı ne yapıyorlar? Nerelerine yiyorlar? İşte bütün mahalle açlarının merak ettiği budur.” O mahalle açlarının “suyu yok sabunu yok odunu yok”, ama o körolası burunları “av köpeği gibi” koku alıyor! “Hacı’nın mutfağından gelen kokular” yorgunluktan içi geçen kadınlara iç geçirtiyor; “Acaba ölmeden bana baklava yemek kısmet olacak mı? Hiç ummuyorum… Muharebe bitecek de… Şeker, yağ, un ucuzlayacak da… Param olacak da baklava yiyeceğim… Ölme eşeğim ölme, yoncalar bitecek… Vay talihsiz kısmetsiz Raife…